Büyük İstanbul Depremi ve Etkileri
Bu blog yazımda ülkemizde gerçekleşmesi beklenen Büyük İstanbul Depremi ve Etkilerini kaleme aldım. Yaptığım araştırmalar sonucunda kendi fikirlerini harmanlayarak bu yazıyı sizlere sundum. Biraz uzun oldu ama bence güzel oldu, iyi okumalar dilerim.
Depremin ne olduğuyla başlayalım. Deprem dediğimiz olgu aslında çok basit ve sürekli yaşadığımız bir olgu. Dünyanın altındaki kara parçaları sürekli hareket halindedir. Bunun nedeni de mantoda bulunan magmadır (sıvı ve çok sıcak akışkan malzeme). Kara parçaları hareket ederken birbirine sürterler. Arada bazı pürüzler vardir. Bu kara parçaları birbirine sürterken bazı yerlerde takılırlar. Bu takıldığı yer ne kadar uzun surerse orada baskı o kadar şiddetli olur. Bu takıldığı yeri kırdığı anda kara parçası yapması gerektiği hareketi birden yapar. Yani aslinda altımızdaki kara parçası birden belirli bir yöne doğru atılım yapar. Buda bizim deprem olarak adlandırdığımız kavramı oluşturur. Bunu en basit tabir ile şöyle anlatayım: Elimizde iki tahta parçası olsun. Birbirine sürterken birbirine takıldığını hayal edin. Biz sürtünmeyi devam ettirmek icin baskı yaparız. Bir yerde o takıldığı yer kırılır ve sürtünme devam eder. Depremde işte tam olarak budur.
Bu mantık ile jeologlar baskıyı hesaplayıp, oradaki olacak depremin büyüklüğünü tahmin edebiliyorlar.
Kuzey anadolu fay hattını da açıklamakta fayda var. Kuzey Anadolu fay hattı dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından birisidir. Vandan edirneye kadar uzanmaktadır.
Bu hat uzerindeki bazi depremler:
1929 sivas 6.1
1939 erzincan 7.8
1942 niksar 7.0
1944 bolu 7.2
1951 kurşunlu 6.9
1957 abant 7.1
1966 varto 6.9
1967 mudurnu 7.1
1992 erzincan 6.7
1999 Gölcük 7.6
1999 düzce 7.2
2022 düzce 6.0
İstanbulda beklenen deprem:
İstanbulda 1 deprem bekleniyormuş gibi bir düşünce var fakat aslında 2 deprem bekleniyor. Kısaca açıklayalım.
İstanbulda yani Marmara bölgesinde kırılmayan iki adet fay noktası var. Bu ikisininde kırılması gerekiyor. Kırılmadikca baskı artıyor. Şuan için jeologlarin gözünde minimum 7.2 büyüklüğünde deprem yaratacak iki nokta var. İkiside Marmara bölgesinde. Marmarada deprem periyotlarina bakılıp ortalaması alınınca istatiksel olarak 2026 yılına kadar deprem olması gerekiyor. Depremin olacağı kesin şeklinde düşünebiliriz.
Burada önemli nokta şu. Sanılanın aksine bir deprem değil iki deprem olacak. Bu çok sıkıntılı bir durum. Yani birisi olmazsa diğeri elbette olacak.
Peki istanbulda deprem olursa ne olacak. Bunu okumanız içinde bir senaryo hazırladım. Jeologlarin düşünceleri, tahminleri ve istanbulun altyapisini göz önüne aldım.
Öncelikle bu hat üzerindeki büyük depremlerin çoğu gece meydana gelmiştir. Bu depremin gece olacağını var sayalım. Elektirikler büyük bir oranda kesilecektir. Kesilmezse bile bilerek kesilmesi gerekmektedir. Çünkü mutlaka bazı yerlerde elektrik kaçağı olacaktır. Patlama ve yangın olmaması için kesilmesi gerekmektedir.
Su, elektrik ve doğalgaz altyapısı çökecektir. Su ile elektrik önemli olsa da en kilit nokta doğalgaz.
İstanbulun doğalgaz boru hatlari depreme karşı önlem alınmaksızın çarpık bir şekilde olusturulmuştur. Bir deprem anında doğalgazdan ötürü patlama, yangın ve kaçaklar meydana gelecektir. Bu çok tehlikeli bir durum. Mutlak felaketin habercisi olacaktır.
Deprem olduğu zaman istanbulda etkilenecek bölgelerin başinda avrupa yakası geliyor. Avrupa yakasının sahil şeridi (büyükçekmece, küçükcekmece, bakırköy, bahçelievler, zeytinburundan - Eminönüne kadar). Bu saydığım bölgelerde şiddet muhtemel 1. Derece olacaktır. Ayrıca bu bölgelerde çarpık kentleşme çok yaygın, zemin iyi değil. Hatta bazi yerlerde doldurma zemin var. Eski binalarda oldukça fazla. Buralarda yıkım çok olacaktır.
Deprem anında iletişim kesilecek, baz istasyonlarinda hasar meydana gelecektir. Olmasa bile telefonlarda yığılmadan ötürü yine iletişim konusunda büyük sorunlar yaşanacaktır. Ek bilgi: Türk Telekom afet durumunda bütün iletişimi kesiyor ve sadece gorevlilere açık tutuyor. Uydu telefonlari vs.
Depremden sonra istanbulda trafik kilitlenecek. Herkes bir yere gitmeye çalışacak. Depremin gündüz olduğunu var sayalım, örnek verelim: Kadiköydesiniz. Eviniz ise Bakırköy'de. Hic bir şekilde eve gitme imkanınız olmayacak. Bütün hayat duracak. Buradaki muhim konu İstanbulun bu trafiğine ekipler nasil ilerliyecek ?
Daracık sokaklarda araçlar yola çıkmaya çalışacak ama evlerin yıkıntısından ilerleyemeyecekler. Butun caddeler ve sokaklar tıkanacak. Ekipler yıkık binalara uzun süre ulaşamayacak.
Binanın altında burnu kanamayan bir insan varsa eğer ona ulaşılamadığı icin susuzluktan veya havasizliktan ölecek diyebiliriz.
İstanbul'un en önemli konusu ülkemizin ekonomisinin bel kemiği olması. Boyle bir depremde ülkenin ekonomisi fena şekilde sarsılacak. Zira marmara bölgesi Türkiye'nin sanayisinin yuzde 60'ını taşıyor. Bu bir felakettir. Düşünmesi bile maalesef çok üzücü.
Metro, marmaray, deniz ulaşımı gibi araçları düşünüyor olabilirsiniz. Öncelikle bir deprem anında butun rayli sistemlerin trafiği durdurulur. Çünkü depremden dolayi raylar yerinden oynamış, kırılmış olabilir. Bu yüzden önlem olarak raylı sistemler faaliyet göstermez. Deniz ulaşımı vatandaşlar için olmayacaktir. Ayrıca depremden sonra denizde tsunami yaşanabilir. Hatta bazi jeologlar kesin gözü ile bakıyorlar bu duruma.
Marmaradaki depremin tsunami oluşturma olasılığı yüksek. Buda aklınızda bulunsun. Deprem anında sahil kenarında iseniz ordan hızlı bir şekilde ayrılmanız veya yüksek yerlere çıkmanız tavsiye edilir. Ozellikle deniz geriye doğru çekilmiş ise oradan kaçın.
Depremde köprüler hasar görebilir. Depremden sonra hasar almış binalara girmeyin. Çünkü artçı depremler olacaktır. Artçı depremlerde yıkılan binalar tarihte vardır.
Depremin ilk 2 3 günü çok zorlayici geçecektir. Çünkü istanbulun nüfusu cok cok fazla. Bu kadar insana gıda, çadır gibi yardımlar zorlayacaktır. Camiler, spor salonları, stadyumlar ağzına kadar dolu olacaktır.
İlk haftanın sonunda anadoludan ve tüm dunyadan yardımlar gelmiş olacaktır. Belirli kısım insanlar anadoluya götürülecektir. 1 haftanin sonunda hala ulaşilamayan binalar olacaktır. Biliyorsunuz en sonki izmir depreminde 4. Günde bile hala bazi binalarda arama kurtarma çalışması sürüyordu. Oysaki çok çok az bina yıkılmıştı. İstanbulda binlerce bina yıkılması tahmin ediliyor. 1. Haftanin sonunda bina altında erzağı olmayan çoğu insan açlıktan ve susuzluktan ölecektir.
Depremden sonra yağmalar olacak. Marketler yağmalanacak. Çoğu yerde kavga meydana gelecektir. En önemli şey temiz su olacak. Su için insanlar birbirlerine girecek. İmkani olanlar ve yolunu bulanlar memleketine dönecek. İstanbul'da nüfus azalacak.
Bu anlattıklarımı hayal ürünü olarak düşünenler olabilir. Çoğu 1999 depreminde yaşandı. Şuanda daha büyük bir sorunumuz var. 1999 doneminde insanımız daha hoşgörülü ve merhametliydi. Şuanda eline silah alan sıkıyor. Daha büyük tehlike ise mülteciler, zaten savaşın ve yağmanın içinden geliyorlar. Çok kötü şeylere tanık olabiliriz.
Daha yazacak çok sey var ama maalesef burada kesmek durumundayım.
Buraya kadar okuyanlara teşekkür ederim. Okumayı gerçekleştirenler geri dönüş yapabilirse çok memnun kalırım, kaç kişinin okuduğunu görmüş olurum.
Yorumlar
Yorum Gönder